16 Aralık 2011 Cuma

LOTR - Return Of The King




Maceramızın son halkasında kahramanlarımız çeşitli badireler atlatmaya devam ediyorlar.
İkinci kısımda; Merry ve Pippin sayesinde örgütlenip isyan başlatan Entler Saruman'ın yurdu Isengard'ı darmaduman edip kesilen onlarca ağacın intikamını alıyorlar. 
"Gidip hobbitleri alıp geleyim de Rohan'da güzel bir galibiyet kutlaması yapalım", diyen Gandalf, Saruman'ın Palantir'ini de cebine atarak günü hesaplı kapatıyor. Palantir dediğim de tehlikeli bir iletişim aracı, gören taş da deniyor. Kahramanlarımız biraz stres atıp kutlama yaptıktan sonra, serinin başından beri sakarlıklarından kurtulamadığımız Pippin şapşalı, Palantir'i kurcalarken Sauron'la burun buruna gelir ve neyseki düşmana birşeyi açık etmeden onun planlarını görür. 
Sauron, Gondor şehrine saldıracak büyük bir ordu kurmaktadır. Gandalf yanına Pippin'i de alarak hemen Gondor'a doğru yola çıkar. Gitmeden önce Theoden'e de "Gondor'un yardıma ihtiyacı olduğunda Rohan orduları hazır olsun" der ama Theoden, "bizim ihtiyacımız olduğunda onlar neredeydi" diyerek bir krala yakışmayan triplere girer. Ondan randıman alamayan Gandalf, Aragorn'a aynı tembihi verir ve "sen de ayrı bir yoldan gel" şeklinde bilmece gibi konuşur Aragorn bir şey anlamaz.

At üstünde durmaksızın yol alan Gandalf, Shadowfax sayesinde kısa sürede soluğu Gondor'da alır.Amacı vekilharç'ı yaklaşan savaşa karşı uyarmaktır. Hemen vekilharç Denethor'un huzuruna çıkar ve bürokrasinin yerlerde süründüğüne şahit olur. Palantir koleksiyonuna baka baka Saruman gibi Sauron'un beyin yıkamalarına maruz kalmış olan Denethor, "sizin yüzünüzden biricik oğlum Boromir de öldü, benim de ayağımı kaydırıp Gondor tahtına Aragorn'u mu oturtacaksın, sen kendini zeki mi sanıyorsun??"diyerek Gandalf'a çemkirir. Bu işin böyle olmayacağını anlayan Gandalf, Pippin'e işaret kulesini yaktırarak Rohan'a yardım çağrısında bulunur. Savaş yaklaşmaktadır.

Bu arada Gollum'la birlikte bataklıklar, kaygan merdivenler, dar patikalar derken Orta Dünya'nın bilumum berbat yerlerinden geçerek yolculuğuna devam eden Frodo ile Sam, Lorienli elflerin verdiği yol azıkları 'Lembas' peksimetleriyle yaşamaya çalışmaktadır. Sam'in haddinden fazla peksimeti mideye indirdiğinden şüphelenen Frodo, hüküm dağına yaklaştıkça on kaplan gücüne ulaşan güçyüzüğüyle mücadele etmektedir. Yüzük yüzünden beyni bulanan Frodo, Gollum'un dolduruşuna gelip biricik arkadaşı, yoldaşı Sam'i "yürü git" diye kovarak antipatik bir havaya bürünür. Sonrasında "bu yoldan gidelim master!" diyerek onu kandırıp örümcek Shelop'un yuvasına sokan Gollum'un ihanetine uğrar ve kafasını taşlara vurur "Ah Sam!!" diyerek. "Sonunda master ölecek ben de yüzüğüme kavuşacağım" diye mısır patlatıp Frodo'nun dev örümcekle savaşını izleyen Gollum, hayal kırıklığına uğrar. Frodo örümcekten kaçar ve Gollum'u yakalayarak tekme tokat döverken kazara Gollum uçurumdan yuvarlanır. Bu esnada ininden dışarı çıkmayı göze alan dev örümcek son hamlesini yapar ve Frodoyu avlar. 

Günlerce işaret kulelerinin yanmasını bekleyen Aragorn, o gün geldiğinde haberi vermek üzere Theoden'in yanına koşar. Aragorn'u gözlemleyerek iyi bir kral nasıl olunur öğrenen Theoden "Rohan yardıma gidecek!" diyerek mutlu haberi verir. Rohan'ın dört bir yanına haber salınır, tüm askerlerin toplanması için üç gün verilir. 

Bu esnada lord Elrond çıkagelir ve Aragorn'a "silkin kendine gel, olmak için doğduğun kişi ol!" diyerek gazı verir. Sauron'un parmağından yüzüğü kesip alan kralların kılıcı Narsil'i "al emanetini ve Dimroth dağında saklanan lanetli orduyu uyandır, sen onların kralısın!" der. Aragorn'da bir hareketlenme göremeyen Elrond canını dişine takar "kızım Arwen'den selam getirdim, ölümsüzlüğünden senin için vazgeçti, Sauron'u yenmelisin yoksa bu kötülük onu öldürecek" diyerek ajitasyon yapar ve Aragorn'un aklı başına gelir. 
Daha sonra Aragorn, Eowyn'e "kusura bakma ama senden elektrik alamadım, benim kalbim başkasına ait, sen daha iyilerine layıksın valla bak!!??" diyerek, yanına dostları Gimli ve Legolas'ı da alıp Dimrolth'a doğru yola çıkar.

Bu arada Rohan orduları toplanmıştır ama sayı umulduğundan daha azdır. Aragorn lanetli orduyu getiremezse işler sarpa saracaktır. 
Eowyn de insanoğlunun karşılabileceği en büyük acı olan "aşk acısı" ile mücadele etmektedir. Rohan'ın dirlikli günlerinde boş durmayıp kılıç kuşanarak tüm savaş tekniklerini yalayıp yutan Eowyn, "madem aşkıma karşılık bulamadım, bu haklı savaşta ben de yerimi alırım, gerekirse ölürüm" der ve 38 beden zırhını üzerine geçirir, buçukluk Merry'i de atının terkisine atarak Rohan askerlerinin arasına karışır.

Mordor'dan yola çıkan onbinlerce ork Gondor şehrine ulaşır. Savaş kapıdadır. "Bana inanmadın, bak işte geldiler" diyerek vekilharcın yanına giden Gandalf, Denethor'u oğlu Faramir'in yasını tutarken bulur. "Bir bakiyim vallahi ölmüş" diyen gerizekalı askerler yüzünden aslında hala canlı olan Faramir, babasıyla birlikte yakılmak üzere Gondor morguna götürülür. Yapmayın etmeyin diyerek pervane olan Pippin ve Gandalf sayesinde Faramir yanmaktan kurtulur.

Bu arada dışarıda savaş veryansın devam etmektedir. Dev gibi Troller kapıları kırmaya çalışırken, attan inip uçan iğrenç yaratıklara binen Nazguller gökyüzünden Gondor askerlerini strese sokmaktadır. Kapılarda gedik açılıp düşman içeriye girdiğinde neredeyse tüm umutlar tükenmiştir.
Tam o anda ufukta Rohirrim görünür ve bir deniz gibi düşmana saldırarak onları geriye püskürtürler. Kaçan düşmanı lanetli orduyu toplayıp gelen Aragorn, Legolas ve Gimli karşılar ve hepsini kılıçtan geçirirler. Ama savaşın çehresini değiştiren en önemli hamleyi Eowyn ve Merry atacaktır. "Hiçbir erkek beni yenemez" diye egosunu şişiren Nazgul efendisine "ben erkek değilim" diyerek haddini bildiren Eowyn, tüm kadınların sesi olmuştur o anda :).
Böylelikle Sauron bir kez daha mağlup olmuştur.

Efendisinin "Defol git!" sözlerine içlenen Sam gerisin geriye giderken Gollum'un oyununa geldikleri birden kafasına dank eder. Hemen Frodo'yu bulmak üzere geri döner. Ama geç kalmıştır, örümcek tarafından ısırılan Frodo, cansız bir şekilde yerde yatmaktadır. Ağlayarak dövünürken birden orkların yaklaştığını fark eder, fazla zamanı yoktur, bir yere saklanır. Orklar Frodo'yu alıp götürürken Sam, orkların "ölmemiş,Shelop ısırınca felç geçirmiş yakında düzelir"dediklerini duyar ve sevinir. Frodo'yu esir tutulduğu zindandan kurtarmak üzere harekete geçer.

Aragorn, geriye kalan tüm askerleri toplayıp Mordor'un kapısına dayanmaya karar verir. Böylelikle Sauron'un dikkatini kendi üzerlerine çekecek, topraklarındaki tüm orkları Frodo'dan uzak tutmayı başaracaktır. Hemen harekete geçip Mordor'un kara kapısına doğru yola çıkarlar.

Sam, kahramanca savaşarak Frodo'yu zindandan kurtarır. Ama Frodo ümitsizlik içindedir, "herşeyi aldılar Sam, yüzüğü aldılar" derken boğazı düğümlenir. Bilmiyordur ki Sam akıllılık etmiş orklar Frodo'yu götürmeden önce yüzüğü ondan almıştır. Bunu duyan Frodo sevinir ve o anda bağımlılık krizine girerek "ver onu bana, veer!" diyerek çirkinleşmeye başlar. Sam "al ulan yüzük de yüzük,böyle mi teşekkür edilir" diye hayıflanır ama çok uzatmaz. Artık Mordor diyarındadırlar hiç vakit kaybetmeden Hüküm Dağına doğru yola çıkarlar.

Bu esnada Aragorn ve ordusu, 300 spartalı  edasında, Mordor kapısına dayanırlar. Mordor'un kara kapıları açılır ve onbinlerce ork etraflarını sarar. Artık Orta Dünya'nın kaderi burada belirlenecektir.


Bin kaplan gücüne level atlayan güç yüzüğü, Frodo'yu adeta yerlerde süründürmektedir. Sam, "sana son bir kıyak daha yapayım Mister Frodo" diyerek onu sırtına alır ve Hüküm Dağı'na tırmanmaya başlar. Çok geçmeden iki büklüm Frodo'yu taşıyan Sam'in üstüne Gollum çullanır. "Yüssüğü bana veeer!!" diyerek Frodo'yu hırpalamaya başlar. Sam, "sen git yüzüğü ateşe at Frodo, ben bu ucubeyi hallederim" diyerek Gollum'u pataklar. 

Gollum nakavt oldu sanarak Frodo'nun peşinden Hüküm Dağı'na giden Sam, acı manzarayla karşılaşır. Frodo, Hüküm Dağı'nın derinliklerinde durmuş, yüzükte hak iddaa etmektedir, onu yok etmeye kıyamamıştır. Sam'in yalvarmalarına kulak asmaz, güçyüzüğünü parmağına geçirirken pis pis güler ve görünmez olur.


O anda "şu 300 kişilik salak orduya bakın, bana kafa tutuyor!!" diyerek keyiflenen Sauron şok geçirir. Yüzüğün varlığını hisseder, tüm düzmeceyi anlar, boka basmıştır resmen. Hemen Nazgullerini dağa uçurur.


Kahramanımız Gollum, hemen gözüne süperötesi gözlüklerini takmak suretiyle, görünmez Frodo'nun koordinatlarını tespit eder, üzerine atlar. Parmağını ısırmak suretiyle "9 parmaklı Frodo ve güçyüzüğünün hikayesi"ne konu olacağından habersiz,yüzüğü Frodo'nun elinden alır. "Oleyy!! Kıymetlims artık bende oleyy!!"şeklinde kutlama yaparken, eli kanlı Frodo, üstüne saldırır. Bir "yüzüğü bana veeer!!" savaşı başlar. Tepişirlerken ayakları kayar, aşağı düşerler. Gollum kıymetlisine kavuşur kavuşmaz lav'ları boylar, üzücüdür. Neyse güç bela uçurumun kenarına tutunan Frodo'yu Sam kurtarır, acele Hüküm Dağı'ndan çıkarlar, çünkü güçyüzüğünü yalayıp yutan lavlar tsunami edasında köpürüp üstlerine gelmektedir. Daha sonra Gandalf onları bu ateş diyarından kurtarır.


Yüzük yokolunca, Sauorun da sonsuza kadar yokolur. Orta Dünya refaha kavuşur. Kahramanlarımız artık rahat bir nefes alırlar. Bu kadar macera yeter diyerek kılıçlarını duvara asarlar. Düğünler dernekler yapılır. Aragorn Arwen'le evlenir. Eowyn de Faramir'e kapağı atar. Sam de evlenir. Mutlu mesut yaşarlar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder